18 Ocak 2011

UTANMA !

Elbette abartıldığı sürece utanma duygusu zarar

verebilir. Ancak bilimadamlarının son dönemde yaptığı çalışmalar utanma

duygusunun hayvanlarda olmadığı gerçeğini ortaya çıkardı. Peki bu durumda

sadece insanlar utanma duygusuna sahipse ve hayvanlar değilse aklımıza iki soru

hemen geliyor. Acaba utanma ve ar duygusundan yoksun insanlar hangi kategoriye

girecek. Daha da enterasanı utanma duygusu olan bir hayvan olursa onun da yeri

konusunda tartışmalar olacaktır. Heralde tüm halkının toplam utanma duygusu bir

milletin medeniyet seviyesi ile doğru orantılıdır diye bir hipotez ortaya

atılsa ispat edilmeye değerdir. Elbette tüm Dünya medeniyetlerinde sürekli

renkli cam ekranında yahut aynı doyumsuzlukla ve arsızlıkla DÜnya nın tüm

güzelliklerini zedelemeye çalışan , tabir yerinde ise midesi dilate yani

normalden bir kaç kat daha büyük mideli kimseler var. Tabi oldukçada çok gibi

görünüyorlar. Ama ucuz bir malın milyonlarca satılması gerçeği, kaliteli ve

pahalı bir ürünün kalitesine zerre kadar etki etmez. Bunların göz önünde olması

iyi ve medeni olduklarını göstermez. Ayrıca herkesin sınırsız mal mülk edinme

hakkının olduğunu ve bunda kimsenin gözü oladığını söylemeye gerek olmasa

gerek. Sorun bu çokluğun nasıl edinildiği. İçinde diğerlerinin mutsuzluğu

üzerine kurulu arsızlık var mı? Kimseyi demoralize etmeden söylemek gerekirse

adım adım süprizlere açık bir hayatta hiç süpriz olmayacak gibi yaşamak sanırım

enterasan bir aldanma. Hele bu hayatta hızlı arsız ihtiraslı yaşama duygusu ne

denli doğru bilinmez. Elbette bu tür kimseler için eleştiri bir anlam ifade

etmez. Toplumun tembelliği ve değer yargılarının zayıflaması yüzsüz yaşayan ve

geçinen doyumsuzların sayısını artırır demek yalan olmaz. Elbette onları

eleştirmek bize düşmez. Onlara sorarsanız mutlu olduklarını söyleyecektirler.

Mutlu olmasalar yüzsüzlüğe ve doyumsuzluğa nasıl katlanabilirlerdi. Ama onlar

içinde kanser edici sorun bu mutluluğu ne kadar devam ettirecekleri kaygısı.

Yani ne kadar daha aynı oranda arsız ve doyumsuz bir hayat yaşayarak mutlu

olmaya devam edecekleridir. Herşeyin bir başı birde sonu var. Mutluluğunda.

Elbette tüm insanlar mutlu olmalı. Ancak mutlu olma egosu yüzünden diğer

insanların mutlu olmadığı bir dünya ya bizler ne kadar katkı sağlıyoruz. Tüm

bunlardan sonra kendimize durup sormamız gereken soru belkide benim mutluluğum

diğer insanların mutsuzluğuna sebep oluyor mu ? Aslında güzel ahlaklı ve

vicdanlı yahut utanan yahut doyumlu yada ne derseniz deyiniz bir insan olma

diğerlerini mutsuz edermi. İçinde bulunduğu en kötü durumu bile nakit akışına

çevirme yeteneği ile övünme ve mutlu olma duygusu ise ne kadar yersiz ve

kibirli. Bunun tam tersini yapma ise simyacılık bu günlerde. Elbette hayatın bu

kadar kısıtlı irdelenmesi doğru değil. Ama bize yol gösterecek ışıklar yakacak

gerçek aydın ve aristokratlar çok olsaydı bunları yazmaya bile gerek

kalmayacaktı. Herşeyin geriye çevrilemeyeceği bir ana gelmektense zamanında

tedbir almakta fayda var sanırım. Vicdanı rahat vicdanların bu yazıyı okurken

yüzlerindeki tebessümü hissedebilmek önemlidir. Bu yazıda bu güzel tebessümlere

bir ön yanıttır. Utanma duygusundan yoksun olanlar bakalım bu hayat denilen

azgın boğanın sırtında daha ne kadar mutlu olmaya devam edeceksiniz ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder